solyanreklam
sagreklam
  • 24 Haziran 2018, Pazar 3:06
EKREM HAYRİPEKER

EKREM HAYRİ PEKER

Cumhuriyet ekonomisi başlarken

Cumhuriyetin ilk yıllarında yapılan ekonomik atılımları yazmak için bu başlığı seçtim. Günümüzde geçmişte cumhuriyet kurucularının çağdaş bir ülke olmak için yaptıkları çalışmalar ve gösterdikleri çaba küçümseniyor.

1922’de İzmir’de toplanan “1. İzmir İktisat Kongresi”nden sonra, Türkiye’de liberal ekonomi sistemi uygulanmaya başlandı. Özel sektörü teşvik için bir “Teşvik-i Sanayi” kanunu çıkarıldı. Bu liberal sistem1922-1933 yılları arasında tam 10 yıl sürdü. Bu süre sonunda ortaya şöyle bir durum çıktı:

Şeker üretimi on yılda %7 oranında düştü,
Yünlü dokuma üretimi on yılda %26 düştü,
İhracat on yılda %43 oranında düştü

Ülkenin belli başlı sanayi ürünleri 1923-1933 yılları arasında bir yükselme kaydetmediği gibi, 1930-1931 yılları arasında bir yükselme kaydetmediği gibi, 1930-1931 yılları arasında sanayi ürünleri üretimi geriledi. 1929-30 yıllarında önce ABD’de başlayan dünya ekonomik krizi ülke ekonomisini geriletti. Özellikle Ege Bölgesi’nde yurt dışına ihraç için üretim yapan çiftçiler iflas etti.

Ülkemizdeki çok partili rejime geçme deneyinin, Serbest Fırka’nın bu krize tesadüf etmesinin ülkemiz için büyük bir talihsizlik olduğunu düşünüyorum.

Bu tabloya bakan Atatürk, ülkenin böyle daha fazla dayanamayacağını anladı ve yeni bir atılım yapmaya karar verdi. Liberal ekonomik düzen ve özel sektör teşvikleri Türkiye’yi ileriye götürecek atılımı yapamamıştı.

Sonunda Sovyetlerle ilişkiler daha da geliştirildi ve devlet ekonomiye girip ülkenin gerek duyduğu her şeyi kendisi yapma yoluna gitti. İşte bu amaçla, 1933 yılında, ilk “Beş Yıllık Plan 1933-1937” hazırlandı ve bu plana göre ilk şu KİT’ler kuruldu:

  • Bakırköy Pamuklu Fabrikası,
    • Kayseri Pamuklu Fabrikası,
    • Ereğli Pamuklu Fabrikası,
    • Iğdır İplik Fabrikası.
    • Karabük demir-çelik Fabrikası
    • İzmit Kağıt Fabrikası,
    • Bursa Merinos Kamgam İplik ve Dokuma Fabrikası,
    • Toprak Sanayi (Kütahya Seramik, Paşabahçe şişe ve Cam)
    • Keçiborlu Kükürt Sanayi,
    • Gemlik Suni İpek Fabrikası,
    • İzmit Süpeorfosfat Fabrikası,
    • Isparta Gül Yağı Fabrikası

Daha sonraki yıllarda:

  • Türkiye İş Bankası açılmış ve böylece ulusal bankacılığın ilk adımı atılmıştır.
    • Uşak’ta şeker fabrikası kurulmuştur.
    • Kayseri’de uçak fabrikası kurulmuştur.
    • Bünyan Dokuma Fabrikası açılmıştır.
    • Ereğli Bez Fabrikası açılmıştır.
    • Nazilli Bez Fabrikası açılmıştır.
    • Aşar vergisi kaldırılmış ve Türk köylüsü ağır bir yükten kurtarılmıştır.
    • Anadolu Demiryolları satın alınarak Ulusal demiryolu ağı kuruldu.
    • Ulusal Ekonomi ve Araştırma Kurumu kurulmuştur.
    • Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası kurulmuştur.
    • Ticaret ve Sanayi Odaları kurulmuş, daha sonra da Türkiye Ticaret ve Sanayi Odaları Kongresi toplanmıştır.
    • Turhal Tütün Fabrikası açılmıştır.
    • Ereğli Kömür Şirketi, Sirkeci – Edirne Demiryolu Şirketi devletçe satın alınmıştır.
    • T.C. Ziraat Bankası yeniden kurulmuştur.
    • İstatistik Umum Müdürlüğü kurulmuştur.
    • Hükümete iktisadi konularda fikir vermek amacıyla çeşitli meslek kuruluşlarının temsilcilerinden oluşan Ali İktisat Meclisi kurulmuştur.

Aşağıdaki tabloda da görüldüğü gibi;

  • Ulusal gelirin yıllık büyüme hızı, Cumhuriyet tarihinde en yüksek düzeye, Atatürk döneminde çıkmıştır.
    • Sanayide büyüme oranı en yüksek düzeye, Atatürk döneminde çıkmıştır.
    • Tarımda büyüme oranı en yüksek düzeye, Atatürk döneminde çıkmıştır.
    • Cumhuriyet tarihinde enflasyonun en düşük olduğu dönem Atatürk dönemidir. Aslında bu dönemde enflasyon olmamış tam tersine fiyatlarda %2 düşüş yaşanmıştır.
    • Dolara karşı Türk lirasının en güçlü olduğu dönem, Atatürk dönemidir. Bu dönemde Türk lirası, dolara karşı %1,8 oranında değer kazanmıştır.

(Prof. Dr. Ekrem Pakdemirli, 1923’ten günümüze Ekonomimizin sayısal görünümü, Milliyet Yayınları)

Osmanlı döneminde Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgesine demiryolu döşemek Rus Çarlığı’nın iznine tabiydi. Cumhuriyet döneminde onca yoksulluğa rağmen her yıl 200 kilometre demir yolu yapıolarak Kayseri, Sivas, Erzurum ve Kars’a tren yoluyla ulaşım sağlandı.

Anadolu Frengi, sıtma, trahom ve veremden kırılıyordu. Sağlık alanında büyük bir atılım yapıldı. Düşünün 192’de sağlık bakanı frengili nüfusun %5’e indiğini müjdeliyordu. Bataklıklar kurutuldu, ilaç sanayinin temeli atıldı.

Sanayinin temelinde yetişmiş bir işgücü yatar. Büyük bir eğitim hamlesi ve okuma yazma seferberliği başlatıldı. Cumhuriyetin kuruluş yıllarında %5-7 arasında değişen okuma yazma oranı vardı. Bu oran gayrimüslimler arasında çok yüksekti. Kadınların okuma yazma oranı sıfıra yakındı.

Bu amaçla okuma-yazma seferberliği başlatıldı.“Sabit”, “Seyyar” (Gezici), “Özel” olmak üzere üç tür Millet Mektebi kuruldu. Bunlara daha sonra “Köy Yatı Mektepleri” ile “Halk Okuma Odaları” eklendi.

Sabit Millet Mektepleri için eğitim vermek için okul, kahvehane, cami, köy odası gibi yerlerde kuruldu. Gündüz çocuklar, akşam yetişkinler ders görürdü. Gezici Millet Mektepleri ise okulu olmayan köylerde yalnızca bir dönem için açılırdı. Kış döneminde kasım ayından şubat sonuna kadar çalışmalarını sürdürürdü. Kışın dershane açılmayanlar bölgelere yaz dershaneleri açılmıştır.

Millet Mektepleri, hapishaneler, bankalar gibi bazı devlet kurumları ile büyük çiftlik ve fabrikalarda açılarak çalışanların okuryazar hale getirilmesi amaçlanmıştır.

1930’dan itibaren “Halk Okuma Odaları” açıldı. Halka okuma yazmayı sevdirmek, unutmamalarını sağlamak ve pratik bilgiler almalarına yardımcı olmak üzere. 1933 yılında sayısı 778’e ulaştı.

1936 yılında bu okullardan 2.5 milyon insan mezun oldu. Ülke nüfusunun 17 milyon olduğu düşünüldüğünde uygulamanın çok başarılı olduğunu söyleyebiliriz.

Millet Mektepleri’nin farklı bir versiyonu askeri birliklerde uygulandı. Âli Mektep adı verilen kurslarda okuma yazma bilmeyen erata okuma yazma eğitimi verildi. Okullaşmanın arttığı yetmişlerin başında bu uygulama sona erdi.

***

Ayrıca Osmanlı’dan kalan borçlar vardır. Osmanlı’nın, borç toplamı 163,1 milyon lira’dır. Bu konu Lozan’da görüşülmüş ve 15 ülkenin ödemesine karar kılınmıştır:

Türkiye: 84 ,597,495
Suriye-Lübnan: 11,108,858
Yunanistan: 11,054,534
Irak; 6,772,142
Yugoslavya: 5,435,597
Filistin: 3,284,597
Bulgaristan: 1,776,354
Arnavutluk: 1,633,233
Hicaz (S. Arabistan:) 1,499,518
Yemen: 1,182,104
Ürdün: 733,610
Necit (S. Arabistan): 129,150
Maan (Güney Ürdün:) 128,728
Asir (S.Arabistan:) 26,138

Bazı devletler üstüne düşeni ödememiştir. Yunanistan, Suudi Arabistan, (Hicaz, Necit, Asir) Arnavutluk ve Yemen hiçbir borç ödemesinde bulunmamıştır. (Prof. Dr. Emre Kongar, Tarihimizle Yüzleşmek, 8. Basım, Remzi Kitabevi, s.75)

Borcumuzun ilk taksitini ödemeye başladığımız tarih Cumhuriyet’in 10. yılı olan 1933 yılıdır.

https://www.belgeseltarih.com/cumhuriyet-ekonomisi-baslarken-2/


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


SON DAKİKA HABERLER

ANKET

Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?

NAMAZ VAKİTLERİ
yukarı çık