- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
Siyasi partiler düşünce kuruluşlarıdır. Bununla beraber kendilerini ifade etme ve özellikle de seçim sathında düşünce ve planlarını halka aktarma biçimleri konusunda profesyonel bir yardıma ihtiyaçları olduğu aşikardır. Bu Türkiye için değil, bütün dünya için kabul edilmiş bir gerçektir.
Türkiye'deki yanlış inanışlardan biri de reklam şirketinin bir seçim kampanyasını rahatlıkla yönetebileceğidir. Bu, şimdiye dek bir çok siyasi parti ve kişiliğe çok pahalıya mal olmuş bir yanılgıdır. Reklam şirketleri tüketici davranışlarını saptama konusunda ustadırlar, bu doğru, fakat işin içine ideolojik eğilimler vb. girdiği zaman insanların hareket tarzları konusunda yeterince deneyim sahibi değildirler.
Politikanın içinde, bu konularda devamlı araştırma yapan, fikir üreten ve danışmanlık veren grupların siyasi değerlendirmeler açısından halkın nabzını daha iyi tuttukları gerçeği kabul edilmiştir. Bu gruplara ulaşmanın zorluğu ve reklam ajansının daha kurumsal olması nedeniyle tercih edilmesi, bir çok partinin seçim sonuçlarını aldığında hayal kırıklığına uğramasına neden olmuştur.
Seçimler söz konusuysa doğru olan, halka verilmek istenen mesajları, sıradan halkla direkt ilişkili sektörlerden gelmiş, reklam sektöründe de çalışmış ama siyaset bilimi ile ilgilenen kişilerin vermesidir. Yani kampanyaları elde edilen verilerin nasıl işleneceğini ve işlenmesi gerektiğini bilen kişilerin tasarlaması, son şekline getirmesi gereklidir. Kitlelere ulaşım yollarının saptanması, dokunulmak istenen kitlelere göre iletişim araçlarını seçilmesi, bunlara göre ayrı mesajlar hazırlanması ve iletilmesi, bu kişilerce kontrol altında tutulmalıdır.
Duygusal algı merkezlerine hitap eden mesajları saptamak, zorlu bir süreçtir. Kitleyi, alışkanlıklarını, zaaflarını, tercihlerini ve hepsinden önemlisi ihtiyaçlarını iyi tespit etmek gerekir. Bu uygun noktalarla uyumlu parti program maddelerini ön plana çıkartmak, seçim başarısı için gerekli olgudur.
Artık seçmenin algısı ve istekleri oldukça değişmiş durumda. Farklı ve yeni seçim propaganda araçları bularak özellikle genç kitleye bunlarla seslenmek, klasik ve modern medya araçlarını bir arada ve efektif kullanmak, halkın nabzını tutmak için klasik anketlerin yanında daha önce gerçekleştirilmemiş yöntemler bulmak ve kullanmak, fiziksel dokunuş yapılamayan seçmene mektuptan dijital mesaja kadar bir araçla mutlaka dokunmak ve onun önemli olduğunu hissettirecek altyapıyı kurmak gerekmekte.
Bu teknik altyapının yanında kuvvetli bir seçim stratejisi de gerekiyor. Rakibin zayıf taraflarını analiz etmek, onun zayıf tarafları ile seçmen kitlesinin isteklerinin zıtlaştığı tarafları ortaya çıkartıp buralara yönelik eleştiri ve çözümler sunmak, partinin güçlü olduğu tarafları kitle tarafından daha da önemsenir hale getirmek, seçmenin beklentilerine yönelik vaatleri kabullenilebilir argümanlarla destekleyerek gerçekçi olarak sunmak, dijital medyayı ve telekominikasyon teknolojisinin son olanaklarını kullanarak seçmene yenilikçi bir profil vermek, rakibin teknolojiyi anlamak ve kullanmak açısından çağın gerisinde kaldığı duygusunu yerleştirmek, parti olarak dile getirilmesi uygun kaçmayacak fakat rakibi örseleyecek durum ve söylemleri kurulan ya da var olan yandaş medyalar ya da kişiler aracılığıyla kamuoyunun dikkatine açmak, muhalif söylemlerin doğru zamanda ve doğru kişiler tarafından dile getirilmesini sağlamak gibi.
Seçimlerdeki başarı için seçilecek argümanların hangi kültür ve yaş seviyesine hangi medyalarla sunulması gerektiğinin kararlaştırılmasından, bölgeler arasında aynı vaadin değişik biçimde dile getirilmesine kadar farklı boyutlarda çalışmalar yapılması gerekmektedir. Seçime girerken başarıya ulaştıracak en önemli silah, var olan program ve söylemleri halka ulaştırmak için seçilen ekiptir. Yani seçime giren, yaptığı seçimin doğruluğu kadar seçilme şansına sahiptir.
Devam edecek.....
MAKALEYE YORUM YAZIN